Tarihi Fırın
Üretimin deneyimi

İlkokul açılışının yapılacağı tarihi fırın elbette tekrardan kendi ekmeğini üretmeye başlıyor. Her gün pişen taze ekmek ve ekmek yapmak için ortaya konulan emek eğitim felsefesinin de kalbini oluşturuyor. Günün ihtiyacı belirleniyor, bu ihtiyaç için analizler yapılıyor ve temin süreci işletiliyor. Ardından sanat başlıyor. Her bir ekmek somunu ile ayrı ayrı ilgilenilmesi gerekiyor. Son olarak pişme koşulları ve sunum çok önemli. Elbette atıkların dönüştürülmesi, yeniden sisteme kazandırılması ve deneyimin her geçen gün nitelik kazanarak farklı tatları üretebilme becerisi, yani değişimin geleneksel bilgi ile harmanlanması YTÜ Okulları’nın sınıflarının da bereketini ortaya koyuyor.
Bu fikir bizi okulun merkezindeki bir mutfağa ulaştırıyor. İşleyen bir fırın, aktif bir mutfak ve öğrencilerin beslenmelerindeki farkındalık, doğallık, kıymet bilme, meslek erbaplarının hikmet dolu iletişimi dengeli bir bireyin yetişmesine anlam katıyor. Tarihi fırının ekmeğinin kokusu öğrenme heyecanının yapı taşı, çocukların kendini evinde hissedeceği bir güven ortamı elçisi, ömürleri boyunca bitmeyecek bir bağın mimarı oluyor. Mutfak bilimsel bir temelle geleneksel saklama ve üretme yöntemlerinin yanı sıra atıksız bir yaklaşımla tüketim ve dönüşüm temalarının işlendiği bir laboratuvar işlevi görüyor. Ayrıca sosyal öğrenme alanlarına destek vererek bir kültür oluşturulması, kültürlerin tanınması ve nesilden nesile aktarılmasında önemli bir rol oynuyor. İnsanı keşfetme ve felsefesini anlamaya ilk adım mutfakta atılıyor.